Uyuyamama / Uykusuzluk Hastalığı (Insomnia) Tanımı

Insomnia, uykuya başlayamama ve/veya uykuyu sürdürememe olarak tanımlanır. İnsanlar hayatlarının bir döneminde çoğunlukla uykusuzluk sorunu yaşarlar. Ancak uyuyamama durumunun bir hastalık olması için belirli kriterleri karşılaması gerekir. Uyuyamama hastalığı yani bu durumun kronik biçimde yaşanma yaygınlığının %10 civarında olduğu düşünülmektedir.
Aslında insomnia, diğer uyku bozukluklarında da olduğu gibi kendi başına bir hastalık veya tanı değil, bir semptom, yani belirtidir. Genellikle psikolojik sorunların semptomlarından biri olarak ortaya çıktığını görürüz.
Her kişinin uyuma ve uykusunu alma süresi farklı olduğundan, bir kişinin ne kadar süre uykusuz kaldığında insomnia sorunu olduğunu söylemek için belirli bir süre vermek yanlış olur.

İnsomnia Tipleri
İnsomnia, kişinin rahatsızlığı yaşama süresine göre 3’ e ayrılır:

  • Bir haftadan kısa süren belirtiler; geçici insomnia
  • Bir haftadan üç haftaya kadar süren belirtiler; kısa süreli insomnia
  • Üç haftadan fazla süren belirtiler; kronik insomnia

Insomnia, her yaş grubunu etkileyen bir sorundur. Insomnia, yetişkinler arasında, kadınlarda erkeklerden daha çok görülmektedir. Insomnia, özellikle psikolojik sorun yaşayan insanlarda olmak üzere sosyal statüsü düşük kesimde ve kronik alkoliklerde daha sık görülmektedir. Psikolojik stres, uyku bozukluğuna sebep olan en önemli faktörlerden biridir. Psikolojik sıkıntı yaşayan insanlarda geçmiş dönemlerde oluşmuş olan ya da güncel mevzulardan kaynaklanan bir stres yükü olduğundan, bu kesimde insomnia semptom olarak genellikle görülür. Uyuyamama sorununa yol açtığına sık sık tanık olduğumuz güncel mevzular ayrılıklar, boşanma ve kayıplardır.
Insomnia problemi psikolojik sorunların bir semptomu olarak en çok görülmekle birlikte aşağıdaki durumların da bu soruna yol açma potansiyelleri yüksektir;

  • Jet lag (uçuştan sonra zaman farklılığından kaynaklanan uyku düzensizliği)
  • Vardiyalı çalışma
  • Aşırı veya rahatsız edici gürültü
  • Rahatsız edici oda sıcaklığı
  • Medikal veya cerrahi müdahale gerektiren hastalıklar ve/veya bu nedenle hastanede yatma
  • Madde, alkol gibi uyarıcı maddelerin kullanımı ve/veya kullanımının bırakılması
  • Yüksek irtifalarda uzun süreler kalma (Tırmanıcılarda insomnia)
  • Fiziksel rahatsızlıklar

Uykusuzluk (Insomnia) Belirtileri Nelerdir?

  • Uykuya dalmada ve uykuyu sürdürmede güçlük
  • Uyumaya rağmen uykuyu alamama, dinlenemediğini  hissetme
  • Uykuya dalmada güçlük yaşama
  • Uykuya çabuk dalınsa bile uykunun sık sık bölünmesi
  • Uyanınca tekrar uyumak konusunda güçlük çekme

Aşırı Uyuma (Hypersomnia)
Aşırı uyuma bozukluğu iki şekilde görülmektedir:

  • Birincil Çok Uyuma Bozukluğu 
  • Tekrarlayan Çok Uyuma Bozukluğu

Bu iki çeşit uyku bozukluğunda da aynı semptomlar görülür fakat bu semptomların sıklığı ve düzenliliği farklılık gösterir.
Birincil aşırı uyuma bozukluğu gün içinde uzun saatler boyunca uyuma biçiminde kendini gösterir. Semptomlar süreklilik sergiler. Tekrarlayan çok uyuma bozukluğu ise bir gün ya da günlerce süren aşırı uyuma durumunun ardından aynı durumun bir süre sonra (aylar ya da seneler sonra) tekrar yaşanması ile karakterizedir. Tekrarlayan bozuklukta uzun ve belli bir süre kişi bu bozukluğun semptomlarını göstermezken, birincil bozuklukta kişi bu semptomları sürekli olarak gösterir.
Uzun saatler uyumanın birçok sebebi vardır. Aşırı uyuma, psikolojik başka sorunların sonucu olarak ortaya çıkabilmektedir. Özellikle depresyonda olan hastalarda bu durumu sıklıkla görürüz. Diğer taraftan, alkol ve madde kullanım sorunlarına ve ilaç kullanımına bağlı olarak da aşırı uyuma sorunu kendini gösterebilmektedir. Vardiyalı çalışmanın uykusuzluk sorununa yol açtığı gibi, aşırı uyuma bozukluğuna da sebebiyet verebildiği görülmektedir.
Bu rahatsızlığa sahip kişiler uyanmakta güçlük çekerler, gün içinde sürekli yorgun hissederler. Gün içinde sürekli biçimde uykuları gelir ve uyuya kalırlar. Uyandıklarında dinlenmiş hissetmek bir yana, daha da yorgun hissederler. Bu sebeplerden ötürü çok uyuma bozukluğu narkolepsi ile karıştırılır. Narkolepsinin farkı, birden uykuya dalma ve uzun süre uykuda kalma şeklinde olması ve kişinin uyandığında kendini yorgun değil aksine yenilenmiş ve dinlenmiş olmasıdır.
Aşırı uyuma bozukluğunun belirtilerini şöyle özetleyebiliriz;

  • Geceleri normal süre uyuduğu halde kişinin gündüzleri aşırı uykululuk hali yaşaması
  • Gün içerisinde iş yerinde, araba kullanırken, toplantılarda uyku isteğinin, uyuklama halinin sürmesi ve sık sık uykuya dalınması
  • Uzun bir  uykudan sonra uykuyu bir türlü bırakamama durumu yaşama
  • Uyanabilmek için çok zamana ihtiyaç duyma
  • Çevresindekilerin kişiyi uyandırmak için çok çaba harcaması

Çok uyuma bozukluğunun, psikolojik sorunlardan başka sebepleri olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir. Beynin hipotalamus bölgesinin bu bozukluğun ortaya çıkmasında etkisinin olduğu öne sürülmektedir.
Çok uyuma bozukluğu çok sık rastlanmayan bir rahatsızlıktır. Yetişkin kesimin %5’ i veya daha az bir kısmında görülmektedir.
Bu bozukluk için günümüzde ilaç tedavileri kullanılsa da, bu tedavilerin çok önemli bir etkisinin olduğu görülmemiştir. Son zamanlarda bazı araştırmacılar hipotalamusa etki eden ilaç tedavilerinin kullanılmasını önermektedir.
Aşırı uyuma bozukluğu yaşayan insanların pek çoğu psikolojik sıkıntılarının bir uzantısı olarak bu sorunu yaşadıklarından, zeminde yatan psikolojik sıkıntılar psikoterapide çalışılarak giderildiğinde aşırı uyuma halinin de ortadan kalktığı görülür.

Uykuda Soluğun Kesilmesi (Sleep Apnea)
Uykuda soluğun kesilmesi ciddi bir uyku bozukluğu olup, uykuda iken soluğun birden kesilmesi ve ardından yeniden başlaması şeklinde olur. Bir kişi tüm gece aralıksız uyuyabilse bile, bazı fiziksel nedenler varsa, horluyorsa ve çok yorulmuşsa uykuda soluğun kesilmesi durumu söz konusu olabilir.
Uykuda soluğun kesilmesi iki tür şeklinde görülür;

  • Zorluk çıkaran soluk kesilmesi; boğaz kaslarının genişlemesi ile birlikte görülen tür.
  • Merkezi soluk kesilmesi; beyin nefes alımı için doğru kaslara sinyal göndermediğinde ortaya çıkar.

Zorluk çıkaran soluk kesilmesi, boğazın arkasındaki kaslar gevşediğinde meydana çıkar. Kaslar gevşediğinde nefes borusunda daralma yaşanır, bu da gece boyunca sürekli olarak nefesin kesilmesine yol açar. Bu durum bedendeki oksijenin azalmasına neden olur. Beyin bu sırada bedenin nefes alamadığını algılar ve kişi uykusundan uyanır. Kişi uykusundan uyandığını fark etmez çünkü bu anlık bir durumdur.
Merkezi soluk kesilmesinde, beynin nefes almayı sağlayan doğru kaslara sinyal gönderememesi sonucu nefes almada zorluk yaşanır. Bu sebeple gün içinde uyumalar ve horlamalar başlayabilir.
Bazı kişiler ise bu iki türde birden uykuda soluk kesilmesini yaşayabilirler. Bu iki türün de belirtileri şu şekildedir;

  • Gün içinde aşırı uyuma ve/veya uykuya aşırı istek duyma
  • Yüksek sesle horlama
  • Uyku sırasında gözlenebilen soluk kesilmeleri
  • Ağız kuruluğu ve boğaz kuruluğu ile uyanma
  • Sabahleyin baş ağrıları
  • Uykuda kalmada zorluk 

Uykuda Soluk Kesilmesi Sorunu Riskini Artıran Unsurlar

  • Aşırı kilo
  • Boyun çapı genişliğinin kalın olması
  • Hipertansiyon
  • Soluk borusunun darlığı
  • Erkek olmak
  • Yaşlı olmak
  • Genetik faktörler
  • Alkol ve yatıştırıcı madde kullanımı
  • Sigara içme
  • Gün içinde uzun süre oturma
  • Kalp rahatsızlıkları
  • Felç veya beyin tümörü

Günümüzde uyku apnesi için birçok tedavi türü bulunmaktadır. Uyku apnesini tedavide en çok kullanılan teknik, gece boyunca nefes almayı sağlayan dışarıdan nefes veren bir alettir. Bunun yanı sıra nefes almayı zorlaştıran bölge ile ilgili tıbbi operasyonlar da uygulanmaktadır.  

Huzursuz Bacak Sendromu
Huzursuz bacak sendromu, kişi otururken veya uzanırken bacaklarının aşırı derecede rahatsız hissetmesidir. Bu sebeple kişi sürekli ayağa kalkma ve yürüme ihtiyacı duyar. Kişi bu işlemi yaptıktan sonra bacaklarındaki rahatsızlık yavaş yavaş geçme eğilimine girer.
Huzursuz bacak sendromu, herhangi bir yaşta başlayabilir ve yaşlandıkça kötüleşme eğiliminde olur. Kadınlarda görülme olasılığı erkeklere oranla daha yüksektir. Bu rahatsızlık uykunun sürekli bölünmesine, gün içinde yorgunluğa, dinlenmede ve seyahat etmede zorluğa yol açabilir.
Huzursuz bacak sendromunda kişiler bacaklarında şu rahatsızlıkları duymaktadırlar;

  • Kaşıntı
  • Kramp
  • Ürperme
  • Çekilme
  • Acı
  • Elektriklenme hissi
  • Gerginlik
  • Rahatsızlık
  • Yanma

Huzursuz bacak sendromu olan kişiler yaşadıkları durumları genellikle şu şekilde ifade ederler;

  • “Hareketsiz durumda iken başlıyor”
  • “Hareket etme halinde yavaşça geçiyor”
  • “Geceleri kötüleşiyor”

Huzursuz Bacak Sendromu’nun Nedenleri Nelerdir?
Huzursuz bacak sendromunun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte bazı araştırmacılar bu rahatsızlığın beyinde dopaminin anormal seviyede salgılanması sonucu ortaya çıktığını iddia etmişlerdir. Bu sendromda genetik faktörlerin rolü olduğunu ifade eden uzmanlar da vardır. Ailesinde bu rahatsızlığa sahip kişilerin %50’ sinde bu rahatsızlığın ortaya çıktığı belirtilmektedir. Ayrıca, hamilelik sırasında değişim gösteren hormonlardan dolayı bu rahatsızlığa sahip kişilerin semptomlarının daha da kötüleştiği gözlenmiştir.
Huzursuz bacak sendromu, psikolojik sorunların bir semptomu olarak oldukça sık karşımıza çıkar. Bu sendrom şikayeti ile çözüm arayışına giren kişilerde birikimsel ve/veya güncel stres yükünün büyük çoğunlukla yüksek olduğu görülür.

Uykuda Kâbus Görme
Uykuda kâbus görme, kişinin REM uykusunda iken yoğunlaşan hisleri sonucunda kişiyi uykusundan kaldıracak aşamaya varabilen aşırı korku ve kaygı yaratan durumları rüyasında görmesi ve yaşamasıdır. Kabus esnasında yaşananlar uyanıldığında kısmen ya da çok net bir biçimde hatırlanabilir.

Gece terörleri ise, gece uzun süre boyunca aşırı derecede korkulu rüyalar görüp, uyanıldığında ise hatırlanmayan zihinsel deneyimlerdir. Gece terörleri, REM uykusunun dışında olan zamanda yaşanır, kişi bağırarak, ağlayarak ve terler içinde uyanabilir. Kişinin sakinleşmesi ve olanları anlamaya çalışması 10-15 dakikayı bulabilir.

Neden Uykuda Kabus Görürüz?
Kabus görmenin nedenleri ile ilgili çeşitli görüşler vardır. Bazı ilaçların yan etkileri korkulu rüyalar görmeye sebep olabilmektedir. Antibiyotikler, antidepresanlar ve parkinson tedavisinde kullanılan ilaçlar kâbus görmeye neden olabilir. Çok fazla alkol alma sonucunda da kabuslar yaşanabilmektedir.
Psikolojik travmalar ve çözülmeyen bilinçaltı sorunlar kabus görmenin en çok rastlanılan nedenleri olarak karşımıza çıkar. Bu duruma alkolün kendisinden ziyade, aşırı ve düzenli alkol almaya iten psikolojik sıkıntıların kabus görmeye yol açtığı alkollü olmanın da bu durumu kolaylaştırdığı söylenebilir. Klinik çalışmalarımızda, alkol alma davranışının bağımlılık seviyesinde olduğu ya da normalin üstünde aşırı ve düzenli alkol kullanımı olduğu kişilerde büyük oranda stres yükü olduğunu görürüz. Dolayısıyla aşırı ve düzenli alkol alma durumunda kabusların daha çok yaşanmasının nedeni altta yatan psikolojik sıkıntılar olur.
Çocukların gelişim süreçleri boyunca belli bir dönemde rüyalarında canavarlarla, cadılarla, korkutucu hayvanlarla uğraşmaları çok sık karşılaştığımız ve doğal bir durumdur. Bu gelişimsel süreçlerinin bir parçasıdır ve yaş ilerledikçe azalır. Eğer çocuk yaşı ilerlemesine rağmen hala bu tür kabuslar görüyor ve geceleri sık sık uyanıyorsa bu durum büyük olasılıkla psikolojik sıkıntısı olduğuna işaret eder.

Uyku Bozukluklarında Tedavi
Insomnia tedavisinde asıl yapılması gereken uyku problemine sebep olan unsurları ortadan kaldırmaktır. Uykuda soluk kesilmesi dışındaki diğer tüm uyku bozukluklarında uyku bozukluğu yaşayan kişinin geçmiş dönem, yakın dönem veya güncel travmatik yaşantılarının olduğunu ve bu yaşantıların travmatik etkilerinin ve olumsuz duygu yüklerinin azalmadığını görürüz. Hangi uyku bozukluğunu gelişeceği kişiden kişiye fark eder ancak uyku bozukluğunun türü ve şekli ne olursa olsun büyük çoğunlukla nedeni yaşanmış psikolojik travmaların etkisi olmaktadır.
Uyku bozukluğu yaşayan kişiler şikayet olarak genellikle uyku ile ilgili sorunlarından bahsederler. Ancak iyi bir psikolojik değerlendirme yapıldığında, altta yatan travmatik mevzuların varlığı ortaya çıkar. Bu mevzular psikoterapide çalışıldığında kişinin yaşadığı uyku bozukluğu şikayetinin zaman içinde azaldığı ve bir süre sonra ortadan kalktığını görürüz.