SAVUNMA MEKANİZMALRI

Ego sorunlarla baş edemediğinde savunma mekanizmalarına başvurur. Savunma mekanizmaları egonun üzerindeki baskı ile başa çıkabilmek için oluşturulmuş düşünce, tutum ve davranışlardır.

Bastırma (Unutma): İstenmeyen duyguları bilinçten uzaklaştırmak için kullanılan savunma mekanizmasıdır.

İnkar (Yadsıma): Bireyin istemediği, rahatsızlık verici olay ve durumları yokmuş gibi saymasıdır.

Önemli: Bastırmada yaşantı hatırlanmaz. İnkarda yaşantı hatırlanır ancak kabul edilmez.

Mantığa Bürüme (Neden – bahane bulma): Bireyin yapmış olduğu kabul edilemeyecek bir davranışı çeşitli bahaneler bulma yoluyla haklı göstermeye çalışmak. Örnek: Maçta yenilen futbolcunun yenilgiyi sahanın kötü olmasına bağlamasıdır. Rakı içen öldü de su içen ölmedi mi?

Yansıtma: Bireyin kendi kabul edilmeyecek düşünce ve davranışları diğer insanlara yüklemesidir. Örnek: Yenilen futbolcunun yenilginin sebebini hakeme bağlamasıdır.

Önemli: Bahane bulmada gerekçe var, yansıtma da suçlama vardır. Kişi suçu yansıtmada kişilere, neden bulmada ise çevresel faktörlere bağlar. Futbolcu yenildiği bir maçtan sonra yenilginin sahadan kaynaklandığını söylerse neden bulma, hakemden kaynaklandığını söylerse yansıtma mekanizmasını kullanmış olur.

Yüceltme: İd’ in kabul edilemeyecek bastırılmış duyguları (saldırganlık vb.) toplumun kabul edebileceği alanlara yönlendirilmesidir. Örnek: Şiddete eğilimi olan birinin dövüş sporları yaparak bu isteklerini doyurmasıdır.

Yön (Yer) Değiştirme: Bir engellenmeye sebep olan kişiye gösterilemeyen tepkinin, başka kişilere veya nesnelere yöneltmesidir. Dedikodu yapmak.

Ödünleme (Telafi): Bireyin doyurulamayan istek ve davranışların yarattığı tedirginliğin onların yerine geçebilecek istek ve davranışlarla giderilmesidir. Çirkin olan bir kişinin kendini derslerine adamasıdır.

Gerileme: Kişinin o anki gelişim düzeyinden daha ilkel olan gelişim düzeyine dönmesidir. Egonun oluşumundan önceye dönüş (ağır psikoz durumlarında) veya Yetişkin davranışlarından çocukluk davranışlarına dönüş şeklinde olur.

Özdeşim Kurma (Özdeşleşme): Bir kişinin kendisine ait bir özelliğini beğenmediği zaman başka birindeki beğendiği özellikleri taklit etmesi ve karşıdakinin duygu ve düşüncelerine kendisine aitmiş gibi görmesidir. Örnek: Kendi konuşma tarzından hoşlanmayan birinin beğendiği bir sanatçı gibi konuşmasıdır.

Karşıt Tepki Geliştirme: Bir kişinin isteğinin (duygusunun) kabul edilemeyecek düzeyde olması ve bu isteğinin (duygusunun) tam tersi bir tepki geliştirmesidir. Yeğeninin evde sevdiği bir çiçeği yolması üzerine yeğenine bağırmak isteyen bir kişinin onu sevmesidir.

Polyannacılık (Tatlı Limon): Bireyin karşılaştığı olumsuz durumların her birisine olumlu olarak yaklaşmasıdır. Örnek: Parası çalınan birinin cana geleceğine mala gelsin demesidir.

Hayal (Düşlem) Kurma: Kişinin gerçek hayattaki doyumsuz kalan istek ve düşüncelerini düşler kurarak doyurmaya sağlamasıdır. Örnek: Fakir birinin sayısal lotoyu tutturup zengin olduğunu düşünmesidir.

Saplanma: Gelişimin herhangi bir noktasında bir takılma olması ve dürtülerin bir noktada toplanarak oradan ileri gidememesi saplanmadır. Örnek: Kişinin anneye aşırı bağlılık durumunda evlenememesidir. (Oedipus karmaşasından dolayı fallik döneme saplanmasıdır.)

Çarpıtma: Bireyin gerçekleri kendi işine geldiği gibi anlamasıdır. Örnek: Bir çocuğun hoşlandığı bir kız arkadaşının ona sürekli selam vermesini arkadaşlarına bu kız beni seviyor ben bu kıza çıkma teklif edeceğim şeklinde söylemesidir.

Duygusal Soyutlanma (İzolasyon): Bir kişinin duygularını yok sayarak hayal kırıklıklarından kurtulmaya çalışmasıdır. Duygusal olma bu kişiler için zayıflıktır.

Yapma Bozma (Doing Undoing): Bireyin yapmış olduğu yanlış davranışlarından pişman olması ve bu yanlışlıktan dolayı ortaya çıkan durumu düzeltmeye çalışmasıdır. Örnek: Öğrencilerine bir konuda yanlış bilgi veren öğretmenin bu yanlış davranışından dolayı suçluluk duyması ve öğrencilerinden özür dilemesidir.

Bölünme: Bireyin karşısındaki kişilerin bir gün iyi, bir başka gün kötü olarak algılamasıdır.

Düşünselleştirme (Entelektüelleştirme): Bir dürtüye normalden fazla ilgi göstermektir. Bu ilgi düşüncede kalır. Örnek: Sevgilisi olmayan birinin sevgililer gününün tamamen hediye satmak amaçlı olduğunu söyleyip uzun tartışmalara girmesidir.

İdealleştirme: Kişinin sevdiği şeylere çok fazla olumlu özellik katmasıdır. Bazı kişilerin sevdikleri kişilerin olumlu yönlerini görüp bunları abartmasıdır.

İlkel İdealleştirme: Kişi terk edilme ya da suiistimal edilme kaygıları nedeniyle kendini korumak için karşıdakini över. Hayal kırıklığı yaşadığında karşıdakileri tamamıyla kötüler.

Somatizasyon (Dönüştürme – Bedenselleştirme): Kişi sıkıntılarını ruhsal belirtilerle ifade etmek yerine vücudun farklı yerlerinde farklı yakınmalarla ortaya koyar. İnsanların mutsuz olduğunda, sıkıldığında başım ağrıyor demesidir.

Asetizm (Çilecilik – Zahitlik): Bireyin toplumsal baskıdan dolayı özellikle cinsellik başta olmak üzere tüm haz verici şeylerden uzak durmasıdır. Örnek: Cinsel isteklerle başa çıkamayan birinin sürekli olarak ibadet etmesidir.

Sembolleştirme: Bireyin ego için kabul edilemeyecek bazı durumları nesne veya eylemle sembolleştirip sembolü ön plana çıkarmasıdır. Örnek: Savaşa katılan askere niçin katıldın diye sorulduğunda bayrak için demesidir.

Dışsallaştırma: Kişinin başarısızlıkları dış etmenlere bağlamasıdır. Fakat dış güçlere müdahale edilemeyeceğine inanmasıdır. Örnek: Başına gelen bir olayı kadere bağlamaktır.

Ketlenme: İstenmeyen durumlar karşısında egonun işlevlerinden bir bölümünün bir süre doldurulması ve sınırlandırılmasıdır. Örnek: Olumsuz bir durum karşısında donup kalmaktır.

Dışa vurma: Kişinin yaşadığı bir gerilimi denetim altında tutamayarak kontrolsüz bir şekilde dışa vurmasıdır.

Mizahlaştırma (Humour): Kişinin kaygılı olduğu durumlardan mizah yoluyla kurtulmasıdır. Örnek: Kaza yaşayan birinin espriler yapmasıdır.

Özleştirme (İçe Alma): Bireyin başkalarının duygu ve düşüncesini kendisine mal etmesidir. Çatışmaya düşmemek için başkalarına bağımlı olmadır.

Soyut Kavramlara Bürüme: Kaygı uyandıran duygusal bir durumu soyut kavramların ışığında görerek, gerçekle ilişkisini kesme eğilimidir. Örnek: Yakını ölen bir kişinin, ölümü soyut bir olay yaparak duyduğu acıyı bastırmasıdır.

Beklenti Oluşturma (Antisipasyon): Bireyin stres yaratan durumlara uyum sağlaması için beklenti oluşturur. Bireyin durumları gerçekçi  bir şekilde değerlendirmesidir.