PANİK ATAK NEDİR?
Panik atak aniden ortaya çıkan şiddetli bir korku, endişe ve kötü bir şeyler olacağı beklentisi ile başlayan, bedensel birçok belirtinin eşlik ettiği ve kısa sürede en yüksek düzeyine ulaşan bir anksiyete nöbetidir.
PANİK ATAK BELİRTİLERİ
Panik atak belirtilerinin olmazsa olmazı ölüm, bayılma, kötü bir şey olacak, kontrolünü kaybetme ve aklını kaybetme korkularından birinin olmasıdır. Panik atak belirtileri esasen adrenalin hormonunun aşırı salgılanması sebebiyle oluşur. Adrenalin hormonu salgılandığında şu belirtiler oluşur:
Kalp hızlanır: Kalbin hızı artar. Bazen dakikada 160-200 seviyesini bulduğu olur. Hızlanmayla birlikte çarpıntı da baş gösterir. Kalbin hızındaki artış sebebiyle bazen göğüs ağrısı da gözlenir. Bu yüzden kişi kalp krizi geçirdiğini zanneder ve acile koşar.
Damarlarda büzüşme ve kalpte hızlanma sebebiyle kan basıncında yükselir. Yükselip düşen tansiyon, diğer adıyla “oynak tansiyon” tipik bir panik atak belirtisidir. Bu yükselip inen tansiyon sebebiyle kişiye yanlışlıkla hipertansiyon teşhisi konur ve tansiyon düşürücü ilaç tedavisi başlanır.
Mide-barsak sisteminde hızlanmaya bağlı ishal ve aşırı gaz görülebilir. Ayrıca mide asidindeki artış yanma, şişkinlik ve karın ağrılarına sebep olur.
İdrar yollarındaki ve mesanedeki hızlanma sık idrara çıkmaya yol açar. Kişi sık idrara çıkar ama çok az idrar yapar.
Kaslardaki aşırı kasılma vücutta ağrılara sebep olur. Bunun sebebi kasılma sonrasında küçük damarlardaki kan akımının engellenmesi ve hızlı hareket edebilmek içindir. Bu durum ağrının yanında uyuşma, karıncalanma ve keçeleşme belirtilerine sebep olur. O yüzden panik atak yaşayanlar sıkça başlarındaki, kollarındaki uyuşmalardan ve karıncalanmalardan yakınırlar.
Sık ve yüzeysel solunum, nefes darlığı ve hava açlığı oluşur. Bu belirti panik atağın en şiddetli belirtisidir. Gece yataktan uyandırır. Hava açlığıyla uyanan kişi can havliyle camları açar, nefes almaya çalışır, kendini dışarı atar.
Ter bezleri aşırı uyarıldığından aşırı terleme olur. Bu esnada deri ısısı da düştüğü için terleme soğuk terleme şeklinde olur.
Baş dönmesi ve bulanık görme gözlenir. Bu belirtiler sıklıkla “beyin kanaması” veya “felç” korkusuna yol açar.
Bayılacak ve fenalaşacakmış gibi olma da en tipik panik atak belirtilerindendir. Kişiler bu yüzden topluluğa girmekten, sosyal ortamlara çıkmaktan kaçınır.
PANİK ATAK NEDENLERİ
Panik atak birçok belirtiden oluşan bir tablodur. Birçok psikiyatrik rahatsızlıkta ve fiziksel hastalıkta görülebilmektedir. Halk arasında panik atak panik bozukluğu yerine kullanılmaktadır. Ancak panik atak sadece panik bozukluğunda görülmez.
Depresyon: Özellikle sıkıntı ve kaygıyla giden depresyonlarda panik atak görülebilmektedir.
Genel Kaygı Bozukluğu: Her an kötü bir şeyler olacağı, hayatın her anında bir problem yaşanacağı kaygısının yaşandığı bu bozuklukta da panik atak görülür.
Sosyal Fobi: Özellikle tanımadık ortamlarda, bir topluluğa sunum yapma durumlarında kişi panik atak geçirebilmektedir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk: Obsesyonlar şiddetli geldiğinde panik atağa sebep olabilmektedir.
Alkol-Madde Kullanım Bozuklukları: Özellikle alkol ve madde yoksunluğunda panik atak sıkça gözlenir. Ayrıca amfetamin, esrar, ekstazi, kokain gibi uyarıcı maddeler de panik atak sebebidirler. Yine aşırı sigara ve kahve tüketimi de panik atağa neden olmaktadır.
Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Travmatik yaşantıları hatırlatan tetikleyicilerle karşılaşıldığında panik atak gelişebilmektedir.
Manik Depresif Bozukluk
Bazı Şizofreni Vak’aları: Özellikle paranoyalarla giden paranoid şizofreni hastalarında panik atak görülebilmektedir. Hastalar şüphe duydukları kişilerle karşılaştıklarında veya hezeyanları depreştiğinde panik atak yaşayabilmektedirler. Mesela polisin kendisini aradığını düşünen bir paranoid hasta polis gördüğünde panik atak geçirebilmektedir.
Homoseksüel dürtü baskısına bağlı panik ataklar (Homofobi): Homoseksüel olma korkusu olanlarda böyle algılanacağını düşündüren durumlarda panik atak yaşanabilmektedir. Ayrıca gizli homoseksüel dürtülere sahip kişilerde de homoseksüel olduğunun anlaşılacağı korkuları panik atağa sebep olabilmektedir.
Somotoform Bozukluk
Hipokodriasis (Hastalık Hastalığı): Herhangi bir hastalık riski olduğunu düşünen hipokondriyaklarda hastalık düşünceleri geldiğinde panik atak gelişebilir. AIDS, Hepatit bulaştığı kaygıları da panik atağa yol açabilmektedir.
Agorafobi: Kapalı yer korkusu olanlarda asansör, köprü, metro, tünel, kalabalık, uçak, otobüs, vapur gibi ortamlarda panik atak geçirilebilmektedir.
Fobiler: Böcek, kedi, köpek, yılan, iğne, kan, fare, dişçi korkularında da korkulan nesneyle karşılaşıldığında panik atak gelişebilmektedir.
PANİK ATAĞA NEDEN OLABİLEN FİZİKSEL ORGANİK BOZUKLUKLAR:
Bedenin stresli durumlara verdiği cevap sempatik sistem adını verdiğimiz sistemin aktifleşmesi şeklindedir. Bu sistemi aktifleştiren en önemli hormonlar ise adrenalin ve noradrenalindir. Sempatik sistem harekete geçtiğinde bütün vücutta bir hızlanma yaşanır. Bu hızlanma da çoğu zaman panik atak olarak karşımıza çıkar. Aşağıdaki fiziksel hastalıklarda ki bunlar fiziksel stres etkenleridir, panik atak sıklıkla kendini gösterir. Bunların hepsinde ortak sonuç sempatik sistem aktivasyonudur.
Gizli Şeker-Hipoglisemik ataklar: Kan şekeri düştüğünde vücutta şekeri yükselten hormonlar yükselir. Bunlardan biri de adrenalindir. Adrenalin yükselince de panik atak meydana gelir. Hipoglisemideki taşikardi, soğuk terleme ve titremenin sebebi bu adrenalin hormonudur.
Ağır kansızlık ve vitaminsizlik: Kansızlıkta yine kalp ve bedende oksijen açığını kapatma amacıyla hızlanma söz konusu olur. Sempatik sistem aktifleşir. Bu da panik atak tablolarına sebep olabilir.
Tiroid hormon bozuklukları: Hipotiroidide aşırı sıkıntı ve bunaltı depresyonla birliikte görülebilmektedir. Ancak tiroid hormonunun aşırı çalışması yani hipertiroidide panik atak görülme riski çok daha yüksektir.
Hipo ve Hipertansiyon Atakları: Feokromasitoma gibi hastalıklarda sempatik sistemi aktifleştiren noradrenalin hormonu yükselir. Bu da kendisini hem inip-çıkan kan basıncı ve panik atak şeklinde gösterir.
Bazı Kalp ve damar hastalıkları:
Böbrek üstü bezi hastalıkları,aşırı Adrenalin deşarjı: Sempatik aktivasyonla.
Üst solunum yolu enfeksiyonları ve ağır gripler: Solunum zorluğunda kişide nefes alamama, hava açlığı paniği şiddetli panik atakları tetikleyebilmektedir.
Bazı antibiotikler
Kortizollü ilaçlar: Kortizol stres hormonudur.
Ameliyatta kullanılan anestezik maddelerin bazıları: Özellikle kaslarda geçici felç yapan kürarizasyon maddeleri kişide hava açlığı sebebiyle panik atak yapabilmektedir. Bazxı anestezik maddelerin de ketamin gibi sempatik sistemi uyarmak yoluyla panik atağa sebep olması mümkündür.
Bazen Ameliyat sonrası: Bu da daha çok nefes alamama korkusu ve vücuttatan atılamamış anestezik maddeler sebebiyle olur. Bazen oksijen ve oksijen maskesi paniği tetikleyebilmektedir.
Bazı Beyin hastalıkları ve Epilepsi
Metabolizma bozukluğu yaratan mineral-vitamin ve elektrolit dengesizlikleri
Astım,Bronşit, Amfizem gibi Kronik tıkayıcı Akciğer hastalıkları: Yukarıda bahsettiğimiz gibi nefes darlığı ve solunum krizleri sebebiyle panik atak sıkça görülmektedir.
Migren
PANİK ATAK KRİZİ
Mitolojiye göre yarı keçi yarı insan şeklinde bir yaratık olan kırların ve çobanların tanrısı ‘pan’, kırlarda insanların karşısında çıkar, onları korkuturdu. Bu hikâyeden hareketle ‘pan’’ın yarattığı korkuya benzer korku manasında ‘panik’ kelimesi ortaya çıkmıştır. İnsanoğlu tehlikeye iki davranışla cevap verir: 1. Savaşmak 2. Kaçmak. Kaçma davranışının bir tezahürü olan panikleme, beynin ‘lokus ceruleus’’ adı verilen ve korkuyu yöneten bölgesinin aşırı duyarlılığı sonrasında süreklilik arz etmeye, sebepli sebepsiz oluşmaya başlar ve panik atak dediğimiz tablo ortaya çıkar.
PANİK ATAKLAR BEYNİN YANLIŞ ALARMIDIR
Beyindeki korkuyu yöneten bölgelerin aşırı duyarlılığı sebebiyle ikide bir düğmeye basılır ve vücutta bir alarm durumu oluşur. İşte bu alarm durumuna bedenin verdiği tepki tıpkı tehlikeli durumlarda verilen tepki gibi olur. Bu tepkiye panik atak krizi adını veririz. Krizde yukarıda da belirttiğimiz gibi her şey hareket halindedir ve tıpkı savaştaki gibi bir teyakkuz hali söz konusudur. Kaslar gerilir, solunum ve kalp hızlanır, tansiyon yükselir, vücut tam bir savunma moduna geçer. Kişiler bu durumu tehlikeli bir durum var, ölümle burun burunayım şeklinde algıladıklarından hemen acile giderler. Aslında kendi haline bırakılsa panik ataklar 20-30 dakika içinde kendiliğinden sona ermektedir. Vücut yanlış alarm olduğunu anlayıp barış durumuna geçmektedir. Fakat o anın dehşeti ve şiddeti, bazen de gün boyu sürmesi ve geçmek bilmemesi bu düşüncenin işlemesine fırsat vermemekte ve kişi her atakta acile koşmaktadır. Kişiye elektrolar, akciğer filmleri, ekolar çekilmekte, tahliller yapılmakta ve “sizin hiçbir şeyiniz yok” denilip eve gönderilmektedir. Ancak hasta psikiyatrik nosyonu iyi olan bir acil hekimine rastlamışsa “sizde panik atak var, bir psikiyatra gitmelisiniz” diye yönlendirilir ve o acil senin bu acil benim dolaşmaktan kurtulur, bir psikiyatriste gider ve tedavisini olur.
PANİK BOZUKLUĞU NEDİR (PANİK BOZUKLUK – PANİK ATAK BOZUKLUĞU)
Panik bozukluğu yukarıda tarif ettiğimiz panik ataklarının geleceği korkusuyla kişinin dışarı çıkmaktan, yalnız kalmaktan, evinden uzak yerlere gitmekten, hastanelerin olmadığı yerlerde bulunmaktan kaçınmasıyla ortaya çıkan bir psikiyatrik bozukluktur. Buradaki temel korku panik atak yaşama korkusudur. Kişi ondan dolayı hayatını kısıtlar.
PANİK BOZUKLUĞU (PANİK BOZUKLUK) NASIL GELİŞİR?
Halk arasında panik atak geçiren herkes panik bozukluğu olarak algılanır. Ancak panik atak bir bozukluk değil belirtiler kümesidir. Panik atak ya da panik nöbet her türlü ruhsal rahatsızlıkta gözlenebilir. Panik bozukluğunda ise gelişen panik ataklarının bir daha geleceği ile ilgili beklenti endişesi ve bu endişenin sebep olduğu kaçınma davranışı ön plandadır.
Panik bozukluğu hemen her zaman bir panik atak geçirilmesi ile başlar. Çoğu hasta ilk nöbette acil olarak bir hastaneye ya da bir kliniğe gider. Bu ataklar devam etmezse panik bozukluğu gelişmez. Ancak devam eder, sıklığı ve şiddeti gitgide artmaya başlarsa nöbetler kişinin zihnini sürekli meşgul etmeye başlar, atakların tekrar yaşanabileceğine dair endişeler gelişir. Beklenti endişesi birçok hastanın kaçınma dönemine girmesine sebep olur. Kişi panik atak geçirme ihtimali olan her yerden ve aktiviteden kaçınmaya başlar. Mesela kalp krizi korkusuyla spor yapmaktan kaçınır, bayılabileceğini düşündüğünden bir yere giderken mutlaka yanında birisinin olmasını ister, acil servise gitme ihtiyacı olabileceğini düşünür ve trafik tıkanıklığı yaşarım kaygısı ile yola çıkmaz, tıbbi yaşarım endişesi ile uzun mesafeli yolculuklardan kaçınır. İlerleyen süreçte kaçınılan durumlar da bir fobi nesnesine dönüşür ve panik bozukluğu kişinin bütün hayatını kısıtlayan bir tabloya dönüşür. Kişi hep birilerine muhtaç ve bağımlı yaşayabilir hale gelir.
PANİK BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ – PANİK BOZUKLUK BELİRTİLERİ
Fiziksel Belirtiler
Kalpte hızlanma ve şiddetli atış
Göğüste sıkışma ve basınç hissi
Tansiyon yükselmesi
Boyunda gerginlik
Sıcak basması
Fenalık hissi
Nefes alıp vermede hızlanma
Hava açlığı, nefese doyamam
Ağızda kuruluk
Boğazda düğümlenme ve yumru hissi
Ellerde titreme, diz ve bacaklarda güçsüzlük
El, ayak ve yüzde karıncalanma
Avuç içi terlemesi
Soğuk ve ıslak cilt
Baş dönmesi, sersemlik, gözde kararma
Bayılacakmış hissi
Bulantı, kusma, ishal
Mide gaz ve şişkinlik
Bulanık görme
Şuurda bulanma duygusu
Dikkatte dağılma
Rüyada gibi olma
Çevreyi veya bedeni değişmiş olarak algılama
Kaygı ve korku dolu düşünceler
-Ölmek üzereyim.
-Aklımı yitiriyorum galiba
-Kontrolümü kaybediyorum
-Kalp krizi geçiriyorum
-Buradan çıkamayacağım
-Nefes alamayıp öleceğim
-Tıkanma yüzünden öleceğim.
-İnme inecek, felç olabilirim
-Komik duruma düşeceğim
-Rezil olacağım
Kaçınma Belirtileri:
-Tek başına kalamama
-Evden uzaklaşamama
-Alışveriş merkezlerine gidememe
-Pazara çıkamama
-Kalabalık yerlerde yürüyememe
-Spor yapamama
-Yüzememe
-Yolculuğa çıkamama
-Köprüden geçememe
-Tünelden geçememe
-Tek başına otomobil kullanamama
-Tek başına alışverişe gidememe
-Asansöre binememe
-Otobüste seyahat edememe
-Metroya binememe
-Uçak seyahati yapamama
PANİK ATAK TESTİ
Aşağıdaki belirtilerden dördünün (veya daha fazlasının) aniden başladığı ve on dakika içinde en yüksek düzeye ulaştığı, ayrıca yoğun bir korku ya da rahatsızlık duyma döneminiz olduysa panik atak geçirmişsiniz demektir:
1-Kontrolünüzü kaybetme veya çıldırma korkusu
2-Ölüm korkusu
3-Uyuşma veya karıncalanma duyumları
4-Üşüme, ürperme veya ateş basmaları
5-Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama veya kalp hızında artma olması
6-Terleme
7-Titreme veya sarsılma
8-Nefes darlığı veya boğuluyor gibi olma duyumları
9-Soluğun kesilmesi
10-Göğüs ağrısı veya göğüste sıkıntı hissi
11-Bulantı veya karın ağrısı
12-Baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş veya bayılacakmış gibi olma
13-Dış dünyayı değişmiş olarak algılama veya benliğinizi değişmiş, benliğinizden ayrılmış olma hissi
PANİK BOZUKLUĞU TESTİ
Panik bozukluğunun olmazsa olmazı panik ataklardır. Panik ataklara ilaveten 1 ay süreyle (veya daha uzun bir süre) aşağıdakilerden biri (ya da daha fazlası) varsa panik bozukluğu var demektir:
(1) Başka atakların da olacağına ilişkin sürekli bir kaygı
(2) Panik atağın yol açabilecekleri veya sonuçlarıyla (kontrolünü kaybetme, kalp krizi geçirme, “çıldırma” gibi) ilgili olarak üzüntü duyma
(3) Ataklarla ilişkili olarak belirgin bir kaçınma davranışı sergileme
PANİK ATAK TEDAVİSİ
PANİK ATAK İLAÇLARI
Panik atak tedavisinde antidepresanlar kullanılır. Panik bozukluğu beyinde noradrenalin ve serotonin adı verilen maddelerin döngüsündeki bozulmayla başlar. Beyinde serotonin ve noradrenalin maddesi azalında bu tablo ortaya çıkar. Antidepresanlar bu maddelerin tüketimini azaltmak suretiyle seviyelerinin normale gelmesini sağlar. Bu hormonların seviyesi normalleştikçe panik bozukluğunun belirtileri geriler ve kaybolur. Önce panik ataklarının şiddeti ve sıklığı azalır. Sonra hastalığın yarattığı gerginlik ve aşırı duyarlılık iyileşir. Daha sonra da endişeler ve kaçınmalar kaybolur. Şikayetler tamamen geçse bile hastalığın nüks etmemesi için ilaç tedavisi bir müddet daha devam ettirilir.
İLAÇ PANİK BOZUKLUĞUNU TEK BAŞINA TEDAVİ EDEBİLİR Mİ?
Panik Bozukluğu psikiyatrinin tamamen tedavi edilebilen rahatsızlıklarındandır. Antidepresanların panik bozukluğunu tedavi etme şansı % 70 civarındadır. Eğer ilaç tedavisine psikoterapi ilave edilirse bu oran %100’lere ulaşabilmektedir. İlaç sonucu tedavi edebilir, ancak sebebi veya sebepleri ortadan kaldıramaz. Sebepleri ortadan kaldırmadıkça panik bozukluğunu tedavi etmiş sayılmayız. Bu durumda her zaman tekrarlama riski söz konusudur. O yüzden ilaç tedavisine psikoterapi sürecini mutlaka eklemeliyiz. Çünkü psikoterapiler sebebe yönelik yaklaşımlardır. Ancak bazı vakalarda sebep sadece kimyasal olabiliyor. Böyle bir durumda ilaç panik bozukluğunu tamamen tedavi edebilmektedir.
İLAÇ TEDAVİSİ NE KADAR SÜRMELİ?
İlk ataklarda en az bir 6 ay ilaç tedavisi devam etmelidir. Ancak öok şiddetli durumlarda ve tekrarlayan tablolarda 1-2 yıl ilaç tedavisini sürdürmek gerekebilmektedir.
Bize göre erken başvurularda 4-6 aylık antidepresan kullanımı yeterli olabilirken, uzamış panik bozukluklarda bu süre bir yıla hatta iki yıla kadar uzayabilmektedir.
PANİK ATAK İLAÇLARININ YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?
Antidepresanlar yan etki açısından son derece güvenilir ilaçlardır. Ancak buna rağmen mutlaka bir psikiyatrist kontrolünde kullanılmalıdır. En önemli yan etkileri ilk günlerde kendisini gösterir. Bulantı, kusma, uykululuk hali, sıkıntı gibi yan etkiler olabilir. Ancak 10-15 gün içinde bu yan etkiler kaybolur ve sonrasında rahat bir tedavi süreci yaşanır.
PANİK ATAK İLAÇ KULLANMADAN DA TEDAVİ EDİLEBİLİR Mİ?
Bu kişiye göre değişmektedir. Bazı durumlarda ilaç kullanımı mümkün olamamaktadır. Böyle durumlarda bazı psikoterapi yaklaşımları ilaç almadan da tedavi şansını verebilmektedir. Bunlar:
Antidepresanlara karşı aşırı duyarlılık durumunda
Gebelik gibi ilaç kullanımına engel durumlarda
İlaç kullanımının riskli olduğu bedensel hastalıklarda (ağır karaciğer yetmezliği gibi)
Hafif ve orta şiddetteki panik ataklarda
Travmatik bir olayla başlayan panik ataklarda (kalp krizinden bir yakınını kaybetmek, trafik kazası, terör gibi ölüm tehlikesi ile karşılaşılan durumlar v.s.)
SEBEBE YÖNELİK PSİKOTERAPİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
BİLİŞSEL VE DAVRANIŞÇI TERAPİLER
Panik bozuklukta en geçerli terapi yöntemlerinden biri de bilişsel ve davranışçı terapilerdir. Bu terapi, hastanın geçmişten getirdiği ve onu panik atağa sürükleyen negatif düşünce ve inançlarının daha yararlı olanlarla değiştirilmesini sağlar. Davranışçı yaklaşımda da korkulan durumlarla ilgili sistematik ya da direkt üstüne gitme yöntemleri uygulanır. Bu özellikle kaçınmaların tedavisinde yararlı olabilmektedir. Ancak üzerine gitme terapisinin uygulanabilmesi için kişinin yoğun negatif duygulardan ve düşüncelerden büyük ölçüde arınmış olması gerekmektedir. Eğer bunlar yapılmadan direk üzerine gitme yöntemi uygulanırsa hastanın yaşadığı bunaltı daha da artmakta ve tablo daha da şiddetlenmektedir. Bu hastanın kendisine ve tedaviye olan inancının kaybolmasına sebep olmaktadır. Hastanın yakınlarının hasta hazır olmadan üzerine gitme tavsiyelerinde bulunduklarını, hastayı zorladıklarını görebiliyoruz. Bu yanlıştan kaçınılmalı, bu konuda uzman ve ehil bir hekimle çalışılmalıdır.
Tekirdağ, Çorlu, Çerkezköy, Lüleburgaz, Kırklareli, Edirne, Keşan
ÇORLU PANİK ATAK