
“DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU” NEDİR?
“Benim çocuğum hiç yerinde durmuyor…
Çocuğum hiç susmuyor, oradan oraya zıplıyor…
Konuşurken konudan konuya atlıyor, bir türlü bir şeye dikkatini veremiyor”
Bu şikayetleri ebeveynlerden sıkça duyarız. Bir çocuğun dikkat ve odaklanma sorunu olabilir, ancak bu durum çocukta Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olduğu anlamına gelmek zorunda değildir. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu oldukça dikkatli konulması gereken bir tanıdır.
Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) okul öncesi dönem ve okul çağı çocuklarında belirgin hale gelen bir bozukluktur. Çocuğun davranışlarını kontrol etmesi ve dikkatini vermesinde sorun vardır. “Bir türlü yerinde duramayan,” “kıpır kıpır hareket halinde olan,” “hayallere dalan,” “düşünmeden davranan,” “dalgın, unutkan” …vs. gibi pek çok sıfatlarla nitelendirilen çocuklardır. Bu davranışlar çoğu çocukta zaman zaman görülebilinecek durumlar olduğundan tanı konulması için yeterli deneyim ve bilgi birikimi sahibi uzmanların yardımı gerekir. Sanıldığından daha sıktır, %3–5 gibi bir oranda görülmektedir; bu da 25-30 kişilik bir sınıfta en az 1-2 Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuk görülebileceği anlamına gelmektedir. Toplum tarafından yeni tanınmaya başlayan bir durum olmasına rağmen aslında uzun zamandan beri bilinmekte ve her sene hakkında yüzlerce araştırma yayınlanmaktadır.
İlk kez 1845 yılında Dr. Heinrich Hoffman isimli bir hekim tarafından tanımlanmış olmasına rağmen yeni bir hekim olan Sir George F. Stil 1902’de yeniden bu bozukluğu vurgulayana dek hak ettiği ilgiyi görememiştir. Ancak bu tarihten sonra bu bozukluğun özelliklerini, nedenlerini, seyrini, tedavilerini araştıran çalışmalar hız kazanmıştır. Günümüzde artık şu rahatlıkla söylenilebilir ki; Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu anne-babanın yetiştirme biçimlerinin doğrudan sonucu olmayan, kalıtsal özelliklerin ağır bastığı, hakkında oldukça bilgi sahibi olduğumuz bir rahatsızlıktır.
Öğrenciniz çok hareketli olmasa da DEHB olabilir mi?
“Hiperaktivite”, aşırı hareketlilik anlamına gelmektedir; ancak bu terim Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların tümünü iyi anlatan bir terim değildir, çünkü hiperaktivite olmadan da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olabilir. Bazı çocuklarda en belirgin şikâyet dikkat süresinin çok kısa olmasıdır. Yani Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların bir kısmında aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ile ilgili belirtiler ön plandayken bir kısmında dikkatsizlik ile ilgili şikâyetler ön plandadır. Önemli bir kısmında ise her iki gruptan şikâyetler bir arada görülür.
Kısaca DEHB 3 farklı şekilde kendini gösterir.
- Dikkat eksikliği
- Hiperaktivite
- Her ikisi birden
Bu üç tanım, DEHB’nin “kendini gösterme şekli” olarak tanımlanıyor.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Belirtileri nelerdir?
Aşağıda, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu bir çocukta normalde görülebilecek belirtileri içerir, ancak tanı koyarken bunların sayısı, süresi ve çocuğun hayatını ne ölçüde olumsuz etkilediği önemlidir. Tanı için çocukta bu iki gruptan birinde yada her ikisinde yer alan belirtilerin en az 2/3’si bulunmalıdır. Ayrıca, belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması ve en az iki farklı ortamda sorun yaratıyor olması gerekir.
Hiperaktivite Belirtileri
- Yerinde duramazlar.
- Oturması gerektiği halde oturmazlar.
- Sesiz sakin oyun oynamakta zorluk çekerler.
- Yerli yersiz konuşup tırmanırlar.
- Çok konuşurlar.
- Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan cevabını yapıştırırlar.
- Her zaman bir şeylerle uğraşırlar.
- Sırasını beklemekte zorlanırlar.
- Olaylara ve konuşmalara müdahale edip yarıda keserler.
Dikkatsizlik Belirtileri
- Yönergeleri başından sonuna kadar takip edemezler.
- Dikkatlerini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanırlar.
- Evde veya okulda yapacağı işler ve aktiviteler için gereken malzemeleri kaybederler.
- Siz konuşurken dinlemez gibi görünürler.
- Detayları gözden kaçırırlar.
- Düzensiz görünürler.
- Uzun süre zihinsel çaba gerektiren işleri yapmakta zorlanırlar ve bunlardan kaçınırlar.
- Unutkandırlar.
- İlgileri kolayca başka yönlere kayar.
- Çok basit hatalar yaparlar.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Tanısı nasıl konur?
Tanı konulması aşaması ayrıntılı bilgi alınması ile başlar, anne-babadan, öğretmenden, çocuğun kendisinden ve olabildiğince çok bilgi kaynağından bilgi edinilmeye çalışılır. Aileler çoğu zaman okul öncesi dönemde dikkatsizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik belirtilerini gözlemler ancak genellikle tanı, çocuğun okula başlamasından sonra konur. Aile içinde ve erken dönemde sorun yaratmasa da okul gibi yapılandırılmış, kurallı ve kalabalık bir ortamda belirtiler belirgin hale gelir. Öğretmenler çok sayıda çocukla çalıştıkları için dikkat ve kendini-kontrol edebilmeyi gerektiren sınıf ortamında “ortalama” bir çocuğun davranışlarına aşinadırlar. Hiperaktivite ve dürtüsellik ile ilgili belirtileri daha çabuk fark edebilirler. Ancak bazen sadece “dikkat eksikliği” olan çocuklar, özellikle uysal ve uyumlu bir çocuksa, gözlerinden kaçabilmektedir. Daha sonra ki aşamada çocuğa hekim tarafından fiziksel muayene yapmasıdır; ayrıntılı bir fizik muayene, işitme ve görme ile ilgili sorunlar da dahil karışabilecek diğer tıbbi nedenlerin anlaşılmasını sağlayacaktır. Ayrıca çocukta örneğin motor becerilerde sorun olması gibi sinir sistemine ait gelişimsel gecikmeler ile ilgili bulgular varsa bunların erken dönemde tanınmasını da kolaylaştıracaktır. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile ilişkili olabilecek genetik sendromları ortaya çıkaracaktır. Çocuğun davranışlarının gözlenmesi de önemli olan diğer bir basamaktır. Ancak her ne kadar bazı çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri dört dörtlük gözlemlenebilir olsa da çoğu zaman bu mümkün değildir. Çocuk bire bir görüşme esnasında ve daha önce hiç karşılaşmamış olduğu bir ortamda, okulda yada evde olduğundan farklı olabilir.
Günümüzde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısına yardımcı olacak herhangi bir laboratuar testi (kan testleri, idrar testleri, EEG… vs) beyin görüntüleme yöntemi(beyin tomografisi, magnetik rezonans görüntüleme… vs) ya da psikolojik test yoktur. Yani Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan bir çocuk ile Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olmayan bir çocuk arasında bu testlerin istenme nedenleri açısından bir fark bulunmamaktadır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun nedenleri nelerdir?
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’na geçmişte “minimal beyin hasarı”, “postensefalitik bozukluk” gibi isimler takılmış da olsa bu çocukların beyinlerinde günümüzdeki beyin görüntüleme yöntemleriyle özgül, tanı koyduran anatomik bir bulgu henüz saptanamamıştır. Saptanabilen belirgin anatomik değişiklikler olmaması, daha hafif ama önemli biyolojik değişiklikler olmadığı anlamına gelmez. Daha yüksek çözünürlükteki beyin görüntüleme araçlarının yapılması, gelecekte bu sorunu çözecektir.
Yakın zamandaki araştırmalar beynin kimyasal yapısındaki sorunların üzerinde durmaktadır. Beyinde mesajların iletimini sağlayan dopamin, serotonin, norepinefrin gibi maddelerle ilgili araştırmalar halen devam etmektedir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı alan çocukların %30-40’ının akrabalarında da aynı problem karşımıza çıkar. Bu da kalıtsal faktörlerin önemli olduğunu göstermektedir. Yine de kalıtsal faktörler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nu tamamen açıklamaz. Peki, neden bazı çocuklarda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu gelişirken diğerlerinde gelişmez?
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun ortaya çıkışını kolaylaştırdığı düşünülen faktörler:
Gebelik esnasındaki faktörler:
- Alkol kullanımı
- İlaç kullanımı
- Kötü beslenme
- Sigara kullanımı
- Kimyasal zehirler (ör: kurşun)
Doğumdan sonraki faktörler:
- Zor doğum, doğum esnasında ya da sonrasında yaşanan tıbbi sorunlar
- İnfeksiyonlar, demir eksikliği anemisi
- Kimyasal zehirler (ör: kurşun)
Yakın zamanda yapılmış çalışmalardan elde edilen veriler;
- Araştırmacılar beynin, sorunları çözmemize, karşımızdakinin davranışlarını anlayıp değerlendirmemize, plan yapabilmemize yarayan bölgesi ( frontal loblar) ve diğer bölgelerini incelediklerinde, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda %3-4 kadarlık hacim azalmaları saplanmıştır.
- Tedavi görmüş Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarla tedavi almamış çocuklar karşılaştırıldığında, tedavi alanlarda hacim azalmasının düzeldiği ancak almayanlarda anormalliğin devam ettiği gösterilmiştir.
- Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların kardeşlerinde de beynin bazı bölgelerinde benzer ama daha hafif değişikliklerin olduğu gösterilmiştir.
- Sonuç olarak, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun ev ortamı, yetiştirme biçimi gibi nedenlerden değil diğer nedenlerden kaynaklandığını kanıtlayan çok sayıda bulgu vardır. Bu, ailenin kendini suçlamaması açısından oldukça önemli bir noktadır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hangi durumlar ile karıştırılabilinir?
Yanlışlıkla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu zannedilebilecek birçok durum vardır:
Görme ve işitme bozuklukları, kötü beslenme, akut ve kronik fiziksel hastalıklar (ör: Astım) gibi durumlar sıklıkla dikkat sorunlarına yol açar.
Bazı nöbet tipleri (özellikle “absans” epilepsi adı verilen bir epilepsi çeşidinde yer alan dalma nöbetleri) aileler ve öğretmenler tarafından yanlışlıkla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu zannedilebilir.
Uyku bozukluklarına bağlı olarak yetersiz uyku, çocuk gün içerisinde uyuklayacağı ve dikkatini toplamakta güçlükleri olacağı için DEHB ile karıştırılabilinir.
Kafa travması sonrasında da DEHB belirtileri gelişebilir; özellikle 7 yaşından sonra gelişen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu varsa bu ihtimal akla getirilir.
Fenobarbital, karbamazepin, antiastmatik ilaçlar(ör: teofilin) gibi birçok ilaç çocuğun dikkat ile ilişkili beyin işlevlerini olumsuz etkileyip karşımıza Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri ile çıkabilir.
Çocuklarda Depresyon kendisini huzursuzluk, hırçınlık, hiperaktivite, dikkat sorunları gibi erişkinlerden farklı belirtilerle seyredebilir ve bu nedenle Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu kliniğini taklit edebilir.
Anksiyete bozukluklarında görülen tedirginlik, yerinde duramama gibi belirtiler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile karıştırılabilinir.
Öğrenme Bozuklukları ya da Zihinsel Gelişme Gerilikleri de karışabilecek diğer önemli durumlardır.
Sadece okulda dikkat sorunları varsa ve beraberinde okul başarısızlığı öyküsü varsa bu ihtimal akla gelmelidir; öğretmenler çocuğun öğrenme zorluklarına bağlı sorunlarını sıklıkla “dikkat eksikliği” ile karıştırabilirler.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile beraber sık görülen durumlar nelerdir?
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar diğer bazı bozuklukların gelişmesi ya da beraber görülmesi için artmış risk taşırlar:
- Davranım Bozukluğu
- Depresyon
- Anksiyete Bozuklukları (takıntılar, korkular… vs)
- Gelişimsel (ör: motor koordinasyon becerilerinde) gecikmeler
- Öğrenme Bozuklukları (okuma bozukluğu, yazı-anlatım bozukluğu… vs)
- Tourette Bozukluğu ve diğer Tik Bozuklukları
- Bipolar Affektif Bozukluk
Bu bozukluklar Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukları 2/3’ sinde gözlenebilir. Bu nedenle tanı konulur konulmaz bu yöndeki değerlendirmelerin yapılması, eşzamanlı diğer bozuklukların da araştırılması gerekir.
Her anne-baba çocuğu için en iyisini ister. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda en iyi tedavi yaklaşımını belirlemek için ayrıntılı bilgi almak, çok kaynaktan bilgi toplamak, ailenin ve çocuğun özelliklerinin belirlenmesi şarttır. Her çocuk birbirinden farklıdır. Bu farklılıkları da göz önüne alan farklı tedavi yaklaşımları uygulanabilinir.
Özgül Öğrenme Bozukluğu
Çocuğun zekâsına oranla, bir takım alanlarda ciddi güçlükler yaşaması ile tanınır. Diğer bir değişle çocuk entelektüel potansiyelini tam olarak yaşama geçiremez. Dinleme, konuşma, matematik, okuma, yazma becerilerinde güçlükle kendini gösteren çok boyutlu bir bozukluktur. Öğretmenler ve anne-babalar bu çocukları sıklıkla “zeka sorunu olmadığı halde bazı şeyleri ısrarla öğrenemeyen ya da zorluk çeken çocuklar” olarak tanımlarlar. Örneğin “okuma zorluğu” (daha iyi bilinen eski ismiyle “disleksi”) bulunan bir çocuk, harflerin dizgisini karıştırır, kelimelerin kullanış biçimlerine göre taşıdıkları anlamı ayırt edemez ve okumayı sökmeme ya da okuma becerilerinde geri kalma şikâyeti ile getirilir. Bir kişide “öğrenme bozukluğu” bulunup bulunmadığının anlaşılmasında, yapılan bazı psikolojik testler oldukça yol göstericidir. “özgül öğrenme bozukluğu” tanısı konmuş ise bu durum eğitime dayalı (pedagojik) yaklaşımların uygulanmasını gerektirir.
Yanlışlar-doğrular!
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile ilgili sonsuz sayıda yanlış bilgi ve yönlendirme ile karşılaşabilirsiniz ya da bazı ön yargılarınız olabilir.
İşte size bazıları:
Yanlış: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, hekimler tarafından zor çocukları tanımlamak için uydurulmuş bir tanıdır.
Doğrusu: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu 50 yıldan daha uzun bir süredir bilinen bir bozukluktur. Bu bozukluktaki davranış sorunlarının temeli, beynin yapısıdır. Okul çağı çocuklarının %3–5 oranında oldukça sık görülür. Hekimlerin bu bozukluğu daha iyi tanımaya ve anlamaya başlamasıyla beraber geçmişe oranla Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı konulmasında artış olmuştur.
Yanlış: Benim utangaç, hayallere dalan, dikkatsiz öğrencim Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olamaz; bu tanı aşırı hareketli küçük oğlan çocuklarına konulan bir tanı değil mi?
Doğrusu: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hem kızlarda hem de erkeklerde görülebilir. Ancak erkeklerde daha sıktır. Kızlarda hiperaktivite ile seyreden alt tipinden ziyade dikkatsizlik belirtileri ile seyreden alt tipin görülme olasılığı daha fazladır.
Yanlış: Eğer anne-baba yeterince terbiye etseler ve disiplin sağlasalardı bu çocuklar böyle olmazdı, esas sorun anne-babanın tutumlarındandır.
Doğrusu: Araştırmalar Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun anne-baba tutumlarının ve disiplin verme yöntemlerinin doğrudan bir sonucu olmadığını göstermektedir. Buna rağmen tıpkı diyabet, böbrek yetmezliği ve diğer bozukluklarda olduğu gibi tedavinin başarısı ailenin ilgi ve desteği ile yakından ilişkilidir.
Yanlış: Özel diyetler uygulanması ve bazı gıda katkı maddelerinin (gıda boyaları.. vs) kısıtlanması ile Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri düzeltilebilir.
Doğrusu: Özel diyetler yaptırmak ya da gıda katkı maddelerini kısıtlamak Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nu önlemeyecektir. Ancak tabiî ki çocuğun sağlıklı beslenmesi, spor yapması ve dinlenmesi genel sağlığı açısından faydalı olacağı gibi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileriyle başa çıkmasını da kolaylaştıracaktır.
Yanlış: Bu çocukta Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olamaz! İsteyerek yaptığı işlerde, mesela televizyon seyrederken, bilgisayar oynarken dikkatini vermekte hiç sorunu yok.
Doğrusu: Bazı zamanlar yaptığı işe konsantre olabiliyor bile olsa yinede çocuğunuzda Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olabilir. DEHB olanlar birçok olay ve yapmaları gereken işlerde başından sonuna kadar takip edemezler, dikkatini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanırlar; ancak, ilgilendikleri, keyif aldıkları ve (bilgisayar oyunları gibi) uyarıcı işlerde daha iyi odaklanabilirler.
Yanlış: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklar yaşıtları kadar zeki olmadıkları için özel sınıflarda ya da okullarda eğitilirler.
Doğrusu: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu zekayı etkileyen bir bozukluk değildir. Ancak bu çocuklar Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda yaşanan güçlüklerden dolayı okulda umulanın altında başarı gösterebilirler. Bu durumu zeka ile ilgili sorunlardan ziyade davranış sorunları ile ilgilidir. Ayrıca Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna “Öğrenme güçlükleri” eşlik edebilir ve bu bozukluğa yönelik olarak eğitsel yaklaşımlar uygulanması gerekebilir. Bu çocukların özel bir eğitim alması, özel bir sınıfa konması gibi bir durum söz konusu değildir.
Yanlış: Oldukça basit; ilacı alıyorsa, iyileşiyorsun.
Doğrusu: İlaçlar ve bazı davranış düzenleme teknikleri belirtilerin düzeltilmesine yardımcı olur. “Stimülan” ilaçların Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda kullanımı ile ilgili 70 yıldan uzun süreli deneyim vardır ve uzun yıllardır Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde başarı ile kullanılmaktadırlar. Bu ilaçlar beynin işlevini yavaşlatmaz tam tersine beynin bazı kısımlarını uyarır; odaklanabilme ve davranışlarını kontrol edebilme becerilerini arttırır. Ancak tedavinin başarısı tek başına ilacın başarısına bağlı değildir. Tedavinin başarısında başta öğretmenler olmak üzere diğer meslek dallarından kişilere ve aileye de önemli görevler düşmektedir.
Yanlış: Bu ilaçlar bağımlılık yapabilir.
Doğrusu: Araştırmalar tedavi almamış ergenlerde davranım, duygudurum ve anksiyete bozuklukları, antisosyal özellikler ve madde kullanımı, aile çatışmaları, bilişsel ve psikososyal ve akademik işlevlerde bozukluğun daha sık görüldüğünü göstermektedir. Bu veriler yeterli tedavi almamış çocukların ergenlikte madde bağımlılığı riskinin arttığına işaret etmektedir. Yani, stimülanların tedavide kullanılmaları (iddiaların tam aksine) ile madde bağımlılığı riskinin azalması söz konusudur.
Yanlış: Bu sadece bir dönem, çocuğum bunun üstesinden gelecektir, yaşla beraber düzelecektir.
Doğrusu: İleriye dönük çalışmalara göre, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların yaklaşık %70-85’i ergenlikte belirtilerin tamamını göstermektedir. Çocuk büyüdükçe hiperaktivite ile ilişkili belirtiler azalır ancak dikkat ile ilgili sorunlar daha fazla devamlılık gösterir. Yaşla beraber bozukluğun gidişi daha olumlu etkilenir. Çünkü belirtiler azalır, kişi belirtilerden daha az rahatsız olur ve bunlarla iyi baş etmeyi öğrenir.
Yanlış: Tedavi olmasa da kendiliğinden düzelir.
Doğrusu: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavi edilmediği taktirde çocuğun yada gencin yapısal zorluklardan kaynaklanan davranış sorunları ve okul başarısızlıkları devam edecektir. Çevresinden olumsuz eleştiriler alma riski artacaktır. Bütün bunlar çocuğun yada gencin ikincil sorunlar geliştirmesine yol açacaktır. Yani okul başarısızlıkları ileride iş yaşamındaki başarısızlıklara; arkadaş ve aile ilişkilerinde yaşadığı sorunlar da ileride sosyal ilişkilerinde hatta evlilik yaşamında sorunlar yaşamasına yol açabilecektir. Yine Depresyon, davranım bozukluğu gibi ek başka psikiyatrik bozukluklar gelişmesi söz konusu olacaktır.
Yanlış bilgilendirme-yönlendirmelerle karşılaşabileceğinizi daima göz önünde bulundurunuz. En sık yapılan yanlışlardan birisi tedavi gerektiren bir çocuğu tedavisiz bırakmaktır. Bunun gerekçesi olarak aileler sıklıkla psikiyatrik ilaçlardan çekindiklerini ifade eder. Bu konuyla ilgili mutlaka bir “ Hekim” ile görüşünüz. Kulaktan dolma bilgilerin davranışlarınızı yanlış yönlendirebileceğini ve çocuğun zamanında tedavi olmamasının onun için ilerde başka riskleri beraberinde getirebileceğini unutmayınız!
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu nasıl tedavi ediliyor?
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun standart tedavisi şunları içermektedir:
- İlaç tedavisi
- Davranış düzenleyici yaklaşımlar
- Eğitsel yaklaşımlar
İlaç tedavileri:
Günümüzde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri ilaçlar ile oldukça başarılı olarak düzeltilebilmektedir. Farklı türde ilaçlar kullanılmaktadır. En sık kullanılanlar “psikostimülanlar” dır.
Psikostimülanlar:
Bu gruptaki ilaçlar beynin dikkat, dürtüler ve davranışın düzenlenmesi ile ilgili bazı bölgelerinde sinir sistemini uyarak etki gösterirler. Şuan tüm dünyada Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların tedavisinde birinci seçenek olarak kullanılmaktadırlar. Stimülanların Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların %70–80’inde faydalı olduğu düşünülmektedir. Kısa dönemde etkin oldukları birçok çalışmayla gösterilmiştir. Uzun dönemde de etkileri yeni çalışmalarla anlaşılmış ve etkin oldukları bulunmuştur. Bu grup içerisinde farklı ilaçlar yer almaktadır. Tedaviye ilk olarak hangi stimülan ile başlanacağına dair bir veri henüz yoktur. En çok metilfenidat ile ilgili çalışma olduğu için bu daha çok kullanılmaktadır. Bir stimülana yanıt alamazsa diğer stimülana geçinilmesi önerilmektedir.
En sık kullanılan stimülan ilaçlar:
- Metilfenidat
- Dekstroamfetamin
- Pemolin
Bu ilaçlar arasında yan etkiler ve kullanılmış biçimleri açısından bir takım farklar vardır. İlk bakışta hiperaktif bir çocuk “uyarıcı” ilaçlar ile nasıl daha sakin bir çocuk olacak diye akla gelebilir. Oysa uyarıcı ilaçlar, beynin yeterince çalışmayan dikkat ve dürtüsellik ile ilgili, ilgili bölgelerini uyararak daha fazla çalışmalarını sağlarlar.
Peki, bu ilaçların olası yan etkileri nelerdir?
Stimülan ilaçlarla ilgili 50-60 yıllık bir klinik deneyim bulunmaktadır. Bu ilaçların etkinliği ve güvenliği yıllar içerisinde kanıtlanırken bazı yan etkileri de daha fazla anlaşılmıştır. En sık karşılaşılan yan etkisi iştah kaybı ve uykusuzluk yapabilmesidir. Daha seyrek görülen yan etkileri ise şunlardır: baş ağrısı, midede rahatsızlık hissi, “rebound” etki denilen ilaçın etkisi geçtiği zaman çocuğun eski şikâyetlerinin geri dönmesi hali, önceden tik bozukluğu olanlarda tiklerin alevlenebilmesi. Yan etkiler genellikle ciddi değildir, sorun yaratmaz. İlaçlar ile daha ayrıntılı bilgi edinmek istiyorsanız ya da endişeleriniz olursa bunları bu branşın hekimiyle mutlaka konuşmalısınız.
Henüz bu gruptan ilaçlar arasında yer alan metilfenidat’ın kısa etkili formu ve uzun etkili formu, kullanım kolaylığı sağladığı için bazı çocuklarda tercih nedeni olmaktadır.
Eğer stimülan grubu ilaçlara yanıt alınmazsa ya da çocuğun ek olarak başka belirtileri varsa diğer gruptan olan ilaçları kullanmak gerekebilir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan bir öğrencinize ilaç tedavisi başladıysa nelere dikkat etmelisiniz?
- Tedaviye genellikle düşük dozda başlanır. Çocuğunuz için en uygun dozun bulunması amaçlandığından bu dönemde hem ailenin gözlemleri hem sizin okuldaki gözlemleriniz oldukça yol gösterici olacaktır. Bu dönemde iyi bir gözlemci olun, size verilen standart formları aradaki farkları, düzelmeleri vurgulayacak şekilde dikkatlice doldurun, etkileri-yan etkileri gözlemleyin.
- İlaç tedavisini hekimin önerdiği şekilde uygulanmasına azami dikkat gösterin. Okul saatlerinde verilmesi gereken ilaç dozları olabilir. Bu çocukların dikkatlerinin dağınık olduğu ve unutkan oldukları da göz önüne alınırsa, bir yetişkin olarak ilaçlarını sizin vermeniz gerekebilir. Göstereceğiniz hassasiyet, tedavinin başarısında çok önemli olacaktır.
Diğer ilaçlar:
İmipramin, Desipramin, Nortriptilin: Benzer grupta yer alan antidepresan ilaçlardır. Dikkat eksikliği belirtilerinden ziyade hiperaktivite belirtilerine iyi geldiği düşünülmektedir.
Klonidin: Tik bozukluklarında da kullanılan, esasında yüksek tansiyon hastaları için olan bir ilaçtır. Tiklerle beraber olan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olgularında faydalı olduğu ve saldırgan davranışların giderilmesine de yardımcı olabileceği düşünülmektedir.
Bupropion (antidepresan) : Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu belirtilerinin giderilmesinde gelecekte kullanımının yaygınlaşacağı düşünülen bir ilaçtır. Henüz daha ziyade erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olgularında kullanılmaktadır.
Venlafaksin (antidepresan) : Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olanlarda faydalı olduğu düşünülen bir başka ilaçtır. Çocuklarda kullanımı için henüz yeterli deneyim yoktur.
Atomoksetin: Bazı ülkelerde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde yaygın olarak kullanılmaya başlamıştır, etki mekanizması psikostimülanlardan farklı bir ilaçtır.
Not: Bu sayfada bahsi geçen ilaçların bir kısmı henüz Türkiye’de bulunmamaktadır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Davranış Düzenleyici Yaklaşımlar Ve Psikoterapiler
Davranış düzenlemesi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde önemli bir yer tutar. Psikoterapiler ise standart olarak uygulanmazlar. Ancak zaman-zaman tedavinin çok önemli bir parçasını oluştururlar: örneğin aile iletişiminde, ilişki biçimlerinde ciddi sorunlar varsa ve sorunlar çocuktaki bozukluğun gidişini olumsuz etkiliyorsa ‘’aile terapisi’’ gerekebilir; ya da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun yanı sıra anksiyete, depresyon, kendine güven ile ilgili sorunlar varsa bireysel psikoterapi gerekebilir.
Çocuğun davranışlarının düzenlenmesinde aile ve öğretmene önemli görevler düşer. Anne-babaların ve öğretmenlerin yapabilecekleri oldukça geniş kapsamlıdır ancak kısa bir göz atacak olursak anne-babalar için şunlar söylenebilir:
DEHB bulunan çocukların anne-babaları için Dr. Russel Barkley tarafından önerilen 10 kural:
1-Kurallar koyduğunuz zaman bunların çok spesifik olmasına dikkat edin ve onları yazıp asın.
2-Ödülleriniz çocuk için güçlü ve anlamlı ödüller olsun.
3-Sık sık geri bildirim verin, çocuğunuza onun ne yaptığının farkında olduğunuzu gösterin.
4-Çocuğunuza beklentileri ve planları konusunda yardım edin.
5-Çocuğunuzun iyi günleri olabileceği gibi kötü günleri de olabileceğini göz önünde bulundurun.
6-Olumsuzluklar, yapamadığı şeyler ve cezalar hakkında odaklanmaktan ziyade olumlular üzerinde odaklanın.
7-Bir karakter sorunuyla değil biyolojik bir sorunla mücadele ettiğinizi daima akılda tutun.
8-Çok konuşup nasihat vermeyin, davranışlarınız daha öğretici olacaktır.
9-Espri anlayışınızı kaybetmeyin ve sabırlı olun.
10-Kendiniz ve çocuğunuza karşı hoşgörülü olun. Bu işte birliktesiniz ve elinizden geleni yapıyorsunuz.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocuklar İçin Öğretmenler Neler Öğretebilir?
Öncelikle Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olmaya çalışın, bildiğiniz bir sorunun üstesinden gelmek daha kolay olacaktır. Olumlu davranışlar, siz öğrencinin güçlü ve sevdiğiniz yanlarına odaklandığınız zaman daha kolay ortaya çıkacaktır. Yapamadıkları değil yapabildikleri üzerinde durmanız hem sizin hem de onun için hayatı kolaylaştıracak, yapamadıklarının üstesinden gelebilmesi için daha motive edici olacaktır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun ailenin disiplin biçimi, tutumları ya da çocuğun karakteri sonucu olmayan bir durum olduğunu aklınızdan çıkarmayın, bunu bilmeniz hem aileye hem de çocuğa karşı suçlayıcı olmanızı engelliyecektir.
Öğrencinizin çoğu zaman ‘’hep yanlışlar yapıyorum’’,’’her şey benim hatam’’ gibi suçluluk, umutsuzluk duyguları olabilir, kendini okulda ya da evde ‘’günah keçisi’’ gibi hissedebilir. Bunlarla baş edebilmesi için ailesiyle işbirliği içinde olmanız, okulda destekleyici bir ortam sağlamanız çok önemlidir.
Bu çocuklar davranışlarından dolayı sosyal ve akademik alanlarda sorunlar yaşar ve olumsuz geri bildirimlerle karşılaşmaya daha açıktırlar. Bu durum, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocukların ikincil sorunlar geliştirme riskini arttırır. Kendine güvensizlik, kendini suçlama, umutsuzluk gibi duygular daha fazla görülür.
Sınıf ortamınızda kuralların açık ve net olması, istenilen ve beğenilen davranışların tutarlı olarak desteklenmesi gerekir. “Başkalarına zarar vermek, vurmak yok’’ ya da “başkasına ait bir şeyi almadan önce mutlaka izin istenir’’gibi basit kurallar koyun. Bu kuralların çocuklar tarafından net olarak anlaşıldığından emin olun. Kurallar ve kuralların uygulanması konusunda tutarlı olmanız en önemli noktadır.
Bütün öğrencileriniz aynı özelliklere sahip olamaz. Herkesin biricik olduğunu kabul edin. Bireysel farkları göz önüne alarak eğitin.
Öğretmenlerin esas sorumluluğu, çocuğun akademik gelişimini sağlamak ve sosyal becerilerinin gelişmesine katkıda bulunmaktır. Eğer bir çocuğun dikkati çok kolay dağılıyor, devamlı hareket halinde, eli-ayağı durmuyor, diğer çocukların ders dinlemesine ve yaptıklarına mani oluyor, sık-sık araya giriyorsa o öğretmenin işi çok zordur. İşte size önerilerimiz;
Öğretmenler:
- Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu hakkında bilgi sahibi olun, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyin
- Sınıfın daima organize ve yapılandırılmış bir ortam olmasına dikkat edin; belli kuralları olan, düzenli ve sakin bir ortam sağlayın.
- Sınıfın kurallarını, ödüllerini, cezalarını net biçimde belirtin, yazıp asın ve tutarlı olarak uygulayın.
- Olumlu davranışları ödüllendirmek için olumlu pekiştireçler (ödüller, izinler, çizelgeler) kullanın.
- Yönergelerinizi mümkün olduğu kadar tahtaya yazarak verin.
- Çocuğu görebileceğiniz ve kolayca göz teması kurabileceğiniz, kendisine iyi örnek olabilecek bir arkadaşının yanında bir yere oturtun.
- Uzun vadeli işleri küçük parçalara bölerek verip bunları sırayla tamamlamasını bekleyin.
- Dikkatinin dağıldığını ya da uygun olmayan başka işlerle uğraştığını fark ederseniz hemen ikaz etmeyin, kendi aranızda özel anlamları olan işaretlerle bunu anlatmaya çalışın (ör: gidip elinizi omzuna koymak); bu şekilde başkalarının dikkatinin ona yönelmesini ve utanmasını engellemiş olursunuz.
- Yerinde duramadığını ya da dikkatini veremediğini hissettiğiniz zaman ufak işler (ör: tahtayı silmek, kısa bir okuma parçası okutturmak… vs) verin ve tamamladığında sözel olarak olumlu geri bildirimlerde bulunun.
Belirtiler için ayrı ayrı yapabilecekleriniz,
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Dikkatsizliği İiçin
- Size yakın bir sıraya oturtun. Cam kenarı, çok ses geçiren bir duvar kenarı ya da arka sıralara oturtmaktan kaçının.
- İsteklerinizi açık ve net şekilde belirtin, ayrıntıları azaltın. Somut konuşmaya dikkat edin.
- Size kulak verdiğinden emin olun. Yönerge vermeden önce öğrencinizin dikkatini çekmek için üzerinde daha önceden de fikir birliğine varılan bir el işareti kullanabilirsiniz.
- Yavaş ve anlaşılır konuşun.
- Her adımı ayrı-ayrı isteyin. Örneğin, ‘’matematik kitabını aç, beşinci sayfayı aç, birinci sütunu çöz’’ yönergesinin hepsini birden istemeyin. Her adımı tek tek söyleyin ve bir adımı uyguladıktan sonra diğerine geçin.
- Çalışmaları birkaç kısma bölün. Her bir bölümü tamamladıkça mola verin.
- Dikkatli kalabilmek için yeni, farklı, ilgi çekici uyaranlara ihtiyaç vardır. Bu nedenle sıkıcı bir işi daha çok ilgi çeken bir aktivite izlesin. Dikkat gerektiren bir görevi daha kolay, daha az talep edici bir etkinliğin izlemesine özen gösterin.
- Yer değişikliği yaparak ya da hareket ile öğrencinin dağılan dikkatini yeniden toplamaya çalışın.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Hiperaktivitesi (Hareketlilik) için:
- Fiziksel hareket için öğrencinize gün boyu fırsat verin (tahtayı silmek, kalem açmak, bir diğer öğretmene not götürmek, ders sırasında dağılan sınıf araç gereçlerini toplamak… vs).
- Tüm sınıfında hareket edebilmesi için fırsatlar sunun, belli aralıklarla faaliyetlere ara verin. Örneğin bir takım egzersiz hareketleri yapabilirsiniz. (“hep beraber ayağa kalkıyoruz,” “kollarımızı uzatıp gökyüzüne uzanmaya çalışıyoruz,” “ayak uçlarımıza dokunacağız,” belimizi kıvırıyoruz,” … vs gibi, bu aynı zamanda uykusu gelen öğrencilerinde uyanmasına faydalı olacaktırJ).
- Ufak hareketlere izin vermek konusunda serbest davranın ( arada ayağa kalkmak, ayaklarını sallamak, sandalyesini öne-arkaya sallamak gibi).
- Hiperaktif davranışları azaltması için öğrenciye imkân veren daha az belirgin hareketleri görmezden gelin (parmaklarını sıraya vurma, küçük nesnelerle oynama, karalama yapma gibi).
- Sınıf tartışması, grup projeleri, tahta çalışmaları gibi interaktif öğrenme tekniklerine ağırlık verin.
- Daha az yapılandırılmış, organizasyonun olmadığı, yüksek sesli ve kalabalık olan durumlarda (yemekhane, okul servisi, koridorda dolaşmak, tenefüs gibi) öğrencinin hiperktivitesi artmaya eğilimlidir. Bu gibi durumlarda öğrenciyi öğretmenin veya bu iş için görevlendirilen bir arkadaşının yakın takibe almasında yarar vardır.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Agresif Davranışları İçin
- Ani-düşünmeden olan davranışlarını mümkün olduğu kadar görmezden gelin. Mükemmeli beklemeyin. Böyle bir beklenti, öğrencinin kendini daha engellemiş hissetmesine ve daha kızgın davranmasına yol açar.
- Biyolojik bir bozukluk olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
- Yanlış davrandığında öncelikle nedenini anlamaya çalışın. DEHB’na bağlı olabilir ancak anne-baba, öğretmen, arkadaş tutumundan da kaynaklanıyor olabilir, hatta ilaç yan etkisiyle bile ilişkisi olabilir. Bu çocukların çok sık başına gelen şey ‘’yargısız infaz edilmeleri’’dir, onları bu kaderden kurtarın.
- Küçük bir kusur için büyük bir ceza vermeyin.
- Cezayı, kızılacak olay meydana geldikten hemen sonra verin. Arada zaman olursa suç-ceza ilişkisini kurması güçleşecektir.
- Adil ve tutarlı olun. Aynı davranışa daima aynı tepkiyi verin.
- Kontrolü sağlayıncaya kadar öğrenciyi güvenli bir yere gönderin. Bu yerde vurmak için yastık, plastik sopa, kırılmaz bazı nesneler bulundurun. Bu nesneleri kullandığında öğrencinizi ödüllendirin, onaylayın, takdir edin. Daha zararlı olabilecek bir durumun yerine bunu koyması pekiştirilmelidir.
- Öğrencinize öfkesinin kontrolünü kaybetmeye başladığının işaretini tanımayı öğretin. Aktivite seviyesinde artma, kızgın yüz ifadesi, ses tonunun düşmanca oluşu, kızgınlık kelimelerinin kullanımı, heyecanlanma inatçılık gibi davranışlar başladığında öğrencinizi yönlendirebilmeniz için önceden belirlemiş olduğunuz, kendi aranızdaki parolaları kullanabilirsiniz.
- Kontrolünü kaybetmeden önce duygularını ve düşüncelerini sözelleştirmeyi çocuğa öğretin (‘’bu ödev çok zor’’, “bu çalışmayı anlamadım’’, “beni yalnız bırakın’’,’’öfkelenmeye başlıyorum’’ gibi).
- Öğrencinize diğerlerinin kelimelerinden, ses tonundan, vücut dilinden onların duygularını tanımayı öğretin.
- Diğer öğrenciler kızgın ve gücenik hissediyorlarsa çocuğun bozulan ilişkilerini düzeltebilmesi için ona cesaret verin.
- Değişiklikleri önceden bildirip onu hazırlamaya çalışın. Ani değişiklikler stresini arttırıp öfkelenmesine yol açabilir. Uyumunu arttırmak için önceden haber verin (öğretmenin yokluğunu birkaç gün önceden bildirmek, bir faaliyetin sonlanmasına beş dakika kaldığını bildirmek gibi).
- Gerilimi azaltmak için mizahı kullanın. Mizahın kullanılması öğrencinin zihnini başka yöne çeker olması muhtemel bir sorunu önleyebilir.
- Uygun şekilde kontrolü sağladığı ve kendini kontrol edebildiği her durumda hemen olumlu geri bildirimde bulunun. Tüm ödüllendirilen davranışlar pekişerek artar.
- Sorun çıktığında kullandığı yöntemleri öğrencinizle tartışın. Sorunun ne olduğunu belirlemesini ve sözle ifade etmesini sağlayın (problem nedir? Arkadaşlarıma vurdum).
- Nedenlerini ortaya koyun (onlara niçin vurdun? Çünkü benimle alay ettiler).
- Sonuçları hakkında düşünmesini sağlayın (peki, arkadaşlarına vurunca ne olur? Sıkıntı duyarım, müdürün odasına gönderilirim).
- Uygun amaçlar belirlemesine rehberlik edin (sorunu çözebilirsen neler kazanacaksın? Sıkıntıya girmeyeceğim ve diğer insanlarla daha iyi anlaşacağım).
- Başka çözümler ve alternatif davranışlar belirlemede öğrencinize yardımcı olun.(Vurmak yerine ne yapabilirdin? Bilmiyorum. Yumruklar yerine kelimelerle dövüşmeye ne dersin? Olabilir ama anne-babam küfür etmeme ve bazı şeyleri söylememe kızıyorlar. Onlarla birlikte uygun kelimelerin listesini yapabilirsin ve bir daha böyle bir durum olduğunda onların uygun gördüğü kelimeleri kullanabilirsin).
- Önerdiğiniz çözümleri değerlendirebilmesi için öğrencinize yardım edin (sence işe yarayacakmı? Daha önce hiç denedin mi?).
- Davranış değişikliğini nasıl değerlendireceğini gösterin. ( İşe yaradı mı? Memnun oldun mu? Çok zor olmadı, öyle şaşırdı ki beni rahat bıraktı ).
- Bu başarısıyla ilgili nasıl olumlu ifadeler kullanacağını öğretin. ( kızdırıldığımda kavgaya girmemeyi becerdim. Kendimle gurur duyuyorum).
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Ders Başarısızlığı İçin
- Başarısızlık şansı az olan öğrenme deneyimleri sağlayın.
- Verdiğiniz ödeve ilişkin öğrencinizin de görüşlerini alın.
- Öğrenci başarılı olana kadar ödevle ilgili beklentilerinizi azaltın. Öğrenci başardıkça ödevin zorluğu artabilir.
- Aileye ve öğrenciye ödevi akşam yemeğinden önce yapmasını önerin (yorgunluk ve uykusuzluk sorununu bertaraf etmek için).
- Ödev vermeseniz bile öğrencinizin evde yarım saatlik bir çalışma periyodunu sürdürmesine destek olun.
- Ödev kontrolünü mutlaka yapın.
- Mümkünse akademik dersleri gün ortasına yaymaya çalışın, diğer saatlere daha keyif verici aktiviteleri yerleştirin.
- Yeni bilgiler verdikten sonra hemen başarılı olmasını beklemeyin. Sık-sık ara verip öğrencilerin tekrar etmelerini sağlayın.
- Çoğu öğrenci utandıkları için soru sormaz. Soru sormak ve tekrarlamak için kendilerini rahat hissetmelerini sağlayın. Sakin ve güven veren bir sesle konuşun.
- Olumlu bir davranışı pekiştirirken daima tanımlayın.’’Ahmet sırasında gayet sakin bir biçimde oturdu ve ödevine çok güzel konsantre olması çok hoşuma gitti’’ Sadece kısa bir ‘’aferin’’le yetinmeyin, öğrencilerin davranış-pekiştireç bağlantısını kurması önemlidir.
- Öğrencinin başarısı ne kadar küçük olursa olsun ödüllendirin. Adımlarını açıkça tanımlayarak gayretini ve coşkusunu arttırın “Zamanını çok iyi değerlendirdin. Her gün on beş dakika çalışarak dönem ödevini zamanında hazırladın’’.
- Okuma sırasında noktalama işaretlerine dikkat etmesi anlaması için önemlidir. Noktalama işaretlerinin üzeri boyanabilir. Virgüller için bekleme işareti olarak sarı, beklemeler için dur işareti olarak kırmızı kalem kullanılabilir. Ayrıca virgüllerden sonra bire, noktadan sonra ikiye kadar içinden sayması söylenebilir.
- Konunun önemli yerlerinin altını çizmesine ya da not almasına destek verin.
- Yüksek sesle tekrar etmesine destek verin.
- Ödev hazırlarken bilgisayar kullanmasına izin verin.
- Matematik işlemlerinde parmaklarını kullanmasına izin verin.
- Matematikte süre kullanmayın. Zamanlı testler öğrencide stres yaratır.
- Hesap makinesi kullanmasına izin verin.
- Sınavları çoktan seçmeli hazırlamaya özen gösterin.
- Yazım hızı çok yavaşsa arkadaşlarının notunu fotokopi etmesine izin verin.
- Öğrencinin yanlış cevaplarının sayısından çok, doğru cevaplarının sayısıyla ilgilenin.
Ülkemizde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna sıklıkla eşlik eden bir diğer grup bozukluk olan ‘’Öğrenme Bozuklukları (ÖB)’’ için uygun eğitim koşulları bulunmamaktadır. Bu durum ne yazık ki öğrencinin, kapasitesinin oldukça altında kalması ve ek başka bozukluklar gelişmesi ile sonuçlanmaktadır. Uzağı göremeyen, gözlük takması gereken çocukların gözlük takmamasına benzer bir durumdur. Diyelim ki sınıfınız da gözlük takması gereken 5 çocuk var ve gözlük henüz keşfedilmemiş. Bu durumda çocukların 5–10 sene sonra yaşıtlarıyla ayını bilgi beceri düzeyinde olmaları beklenebilir mi?. Çözüm ya bu çocuklara gözlük temin etmek ya da ders anlatma, eğitim-öğretim ortamını bu çocukların durumuna göre ayarlamaktır. Örneğin dersler tahtaya yazarak anlatılmaz, çocukların öğretmene daha yakın oturmasına izin verilir, görsel değil işitsel yollar daha çok kullanılır…vs. ÖB olan çocuklar için yapılabilecekler de buna benzer. Günümüz koşullarında ÖB için önerilen çözüm, bu çocuklara uygun şart altında bilginin sunulmasıdır. Henüz ülkemizde bu düzenlemeler bulunmamaktadır. ÖB, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olmadan da görülebilir. Bu nedenle oldukça sık görülen ve çocuğun eğitim yaşantısında büyük sıkıntı yaratan bu soruna karşı da öğretmenlerin duyarsız kalmaması önem taşımaktadır. Tüm bunlarla baş edebilmesinde okulda sağlayacağınız, tutarlı, disiplinli ancak hoşgörülü ve destekleyici bir ortam çocuğun sağlığı ve geleceği için çok büyük önem taşır. Öğretmenler olarak yapacaklarınızın değeri göz ardı edilemez.